| 
 Temel görevi, kana oksijen vermek ve kandaki karbondioksiti almak olan solunum   sistemi, ağızdan ve burun dan başlayarak akciğerde sonlanır.
 
 Ağızdan ve burundan   alınan hava "trakea" adı verilen ve havanın iletilmesini sağlayan boru yoluyla   akciğerlere gelir. Akciğerlere gelen ve akciğerlerin yapısında bulunan   "alvoel"lere (hava kesecikleri) yerleşen havada % 14-15 oksijen ve % 4.9-6.9   oranında karbondioksit vardır. Çevresi kılcal damarlarla sıkı bir şekilde   çevrilmiş ola alveollerle kılcal damarlar arasında gaz alış verişi olur.
 
 Gaz   değişimi diffüzyonla meydana gelir. Örneğin, vennler (toplara mar) içinde   akciğerlere gelen karbondioksitten zengin kan, akciğer yapısındaki alveol   keselerine geçerken burada bulunan oksijen de kana geçer.
 
 Eritrosit   içinde dokulara gelen oksijen il bağlanmış hemoglobin molekülü, oksijenini aktif   dokulara verir. Bu alışveriş ise aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.
 
 Antrenmanlar   sırasında organizmanın oksijen gereksinimi artar. Bu artışa paralel olarak, bu   gereksinimi karşılayacak dolaşım ve solunum sistemlerinin de bu duruma   fizyolojik bir uyum göstermesi gerekir.
 
 Dokuların oksijene olan gereksinimi   arttıkça, solunum sisteminin organizmaya soktuğu oksijen miktarı ve bu oksijeni   dokulara taşıyacak olan dolaşım sisteminin faaliyeti artar. Dinlenme durumunda   bir kişi dakikada 12-16 kez soluk alırken, antrenmanlar sırasında solunum   frekansı 40-50'ye kadar çıkabilir.
 
 Kişinin bir dakikada aldığı hava   miktarı ise o kişinin dakika başına solunum volümünü (hacmini) meydana getirir.
 
 Dakika Başına Solunum Volümü = (Bir Solukta Alınan Hava Miktarı) x (Bir   Dakikadaki Solunum Sayısı)
 
 Dinlenme durumundaki bir kişinin dakika   başına solunum volümü 5-8 litre/dk. civarındadır. Bu miktar, yük altında 120   It./dk.'ya, bazı durumlarda da 140 It./dk.'ya kadar yükselebilir.
 
 Fiziksel çalışmalarda bir taraftan solunum volümü, diğer taraftan da   solunum frekansının artırılmas ile solunum-dakika volümü artırılmış olur.
 |