|  | Havuz Tarihçesi  :
Eski Yunan ve Roma uygarlıklarında yüzme, askeri eğitimle   birlikte temel eğitimin önemli bir parçası olarak görülmekteydi. Eski Yunan   zaman zaman yüzme yarışmaları düzenlemişler; Romalılar , hamamlardan ayrı olarak   yüzme havuzları yaptırmışlar. Japonya'da ise okullarda yüzme eğitimini zorunlu   kılan imparatorluk fermanı yayınlamıştır. İlk açık hava havuzunun 1828'de Liverpool'da yapılmasından bir süre   sonra ilk uluslararası yüzme yarışları 1837'de Londra'da,   ve ardından 1846'da Avustralya'da düzenlenmiştir. 1875'te İngiliz Mathew   Webbe, Manş   Denizi'ni kurbağalama tekniğiyle yüzerek geçti. Bu gelişmeler paralelinde, 1882'den sonra çeşitli Avrupa ülkelerinde de yüzme federasyonları kurulmaya   başlandı. 
 1896'da kurulan Londra   Metropolitan Yüzme Kulübü, daha sonra Amatör Yüzme Birliği'ne dönüştü. ABD'de yüzmenin örgütlü bir   spora dönüşmesi, 1888'de Amatör Spor   Birliği'nin (AAU) kurulması sayesinde gerçekleşti. 1896'da modern olimpiyat   oyunlarının tekrar başlatılması ile, düzenlenen ilk   olimpiyatlarda yüzme yarışlarına da yer verildi. Önceleri sadece erkeklerin   katıldığı yarışmalara, 1912'de ilk kez bayan   yüzücüler de alındı.
 
 1900 yılında sırt üstü stili   ve daha sonra 1908 yılında ise   kurbağalamayı olimpiyatlara eklemişlerdir. Kelebek ise olimpiyatlara en son   eklenen yüzme stilidir. Bütün dünyada örgütlü bir spor olarak yaygınlık   kazanması ve olimpiyat programına alınması ile birlikte, bu spor dalı için   uluslar arası bir federasyon kurulması gerekliliği ortaya çıktı.
 
 Böylece 1909'da Londra'da Uluslar arası Amatör Yüzme   Federasyonu FINA (Federation İnternationale de Natation Amateur) kuruldu. FINA'nın kurulmasından   önce olimpiyatlarda yer alan yüzme yarışları sportif olmaktan çok uzaktı. 200 m   engelli yüzme yarışları, bir direğe tırmanmayı ve bir dizi kayığın üstünden   geçtikten sonra, bu kayıkların altlarından yüzerek geçmeyi içeriyordu. Diğer   yarışlar ise, su altında en uzun mesafe yüzme, 4000 m yüzme gibi yarışlardı.
 FINA'nın kurulmasıyla birlikte, bu türden yarışlar kaldırılarak, yarışlarda   FINA yönetmeliği esas alındı. Bu yönetmelikte yarış mesafelerinin metre   cinsinden ölçülmesine karar verilerek yarışma stilleri de serbest , sırtüstü,   kurbağalama ve kelebek olarak belirlendi. 
 Senkronize yüzme, diğer adıyla su   balesi 1800'lü yılların sonlarında ortaya çıkmış olmasına rağmen, uzun yıllar   sirk ve panayırlarda, gösteriler şeklinde sürdürüldü.
 
 1952'de FINA tarafından   tanınarak, aynı yıl Helsinki Olimpiyatları'nda "gösteri sporu" olarak yer aldı. 1973'te İlk kez Senkronize   Yüzme Dünya Şampiyonası yapıldı ve 1984'te de olimpiyat programına   dahil edildi
 |